10 Ocak 2018 Çarşamba

Milliyet’in ulaştığı kanun tasarısı taslağına göre sahipli veya sahipsiz hayvanlara işkence yapan, öldürenler 4.5 yıl, nesli yok olma tehlikesi altında olan hayvanları öldürenler 7 yıla kadar hapse mahkum edilecek...

YENİ HAYVANLARI KORUMA KANUN TASARISI'NDA "SOKAK HAYVANLARINA İŞKENCEYE 4.5 YIL HAPİS"

Milliyet’in ulaştığı kanun tasarısı taslağına göre sahipli veya sahipsiz hayvanlara işkence yapan, öldürenler 4.5 yıl, nesli yok olma tehlikesi altında olan hayvanları öldürenler 7 yıla kadar hapse mahkum edilecek...
Adalet Bakanlığı’nca, son dönemde hayvanlara yapılan işkenceyi önlemek amacıyla hazırlanan kanun tasarısı taslağının torba taslağa dönüştürüldüğü, taslakta TCK, CMK, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Kabahatler Kanunu’ndaki çok sayıda maddede de değişiklik yapıldığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü’nce Türkiye genelindeki adalet komisyonu başkanlıklarına görüşe gönderilen 27 maddelik 48 sayfalık taslağa Milliyet ulaştı. 4 Ocak tarihli yazıda, kanun tasarısı taslağıyla ilgili 30 gün içinde görüş bildirilmesi istendi.
ALT SINIR 4 AY HAPİS
Taslağa göre Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikler şöyle: Sahipli veya sahipsiz hayvana acımasız ve zalimce muamelede bulunan veya eziyet eden ya da haklı bir neden olmaksızın öldüren 4 aydan 3 yıla kadar hapis. Birden çok hayvana karşı bu suçu işleyenin cezası yarı oranında artırılarak 6 aydan 4.5 yıla çıkacak. Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren 3 yıldan 7 yıla kadar hapis. Birden çok hayvana karşı bu suçu işleyenin cezası yarı oranında artırılarak 4.5 yıldan 10.5 yıla kadar hapis olacak. Hayvanları birbirlerine zarar verecek şekilde dövüştürenler 2 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacak.
BAKANLIK BAŞVURUSU
Sahipli hayvana karşı işlenen suçlar sahibinin şikâyetine, sahipsiz hayvanlara işlenen suçlar ise Orman ve Köyişleri Bakanlığı tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvurusuna bağlandı. Bakanlık bu görevi bölge müdürlükleri ile il ve ilçelerdeki taşra teşkilatları     aracılığıyla yerine getirecek.
İNANÇ VE DÜŞÜNCE HÜRRİYETİ ENGELİ SUÇUNDA CEZA ARTTI
TCK 115: İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleyene verilen 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının sınırları 2 yıldan 5 yıla şeklinde artacak.
TCK 123: Kişilerin huzur ve sükununu bozanlara verilen 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası da 6 aydan 3 yıla şeklinde yükselecek.
TCK 142: Nitelikli hırsızlık suçunun cezası 3 yıldan 7 yıla kadarken, 4 yıldan 8 yıla kadar olacak. Suçun nitelikli halinde ceza en az 6 yıl olacak.
AKIL HASTASINA RAPORLU TAHLİYE VERİLMEYECEK
TCK 57: Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin düzenlendiği maddede yapılacak değişiklikle, ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis cezasını gerektiren bir suç işleyen akıl hastası en az üç yıl, 10 yıl ve daha uzun süreli hapis cezası gerektiren bir suç işleyen akıl hastası ise bir yıldan az olmamak üzere yüksek güvenlikli sağlık kurumunda tedavi görmek zorunda olacak. Mevcut düzenlemede, akıl hastalarının tedavi süreleri belirsiz. Ayrıca sağlık kurumunun raporu veya mahkeme kararıyla akıl hastası serbest kalabiliyor.
TCK 52: Günlük adli para cezası miktarının alt sınırı 20 liradan 50 liraya yükseltildi.
TCK 75: Ön ödemeli suçlarda da hapis cezasının günlük maddi karşılığı en az 50 liraya yükseltildi.
TCK 86: Basit tıbbi müdahale gerektiren kasten yaralama suçlarında cezanın alt sınırı 4 aydan 6 aya çıktı.
TCK 87: Ağır yaralama suçlarında cezanın alt sınırı 3 yıldan 4 yıla çıkacak. Kemik kırılması varsa alt sınır 5 yıl yerine 6 yıl olacak. Hamile kadının çocuğunun düşmesine yol açanlar en az 5 yıl yerine 6 yıl ceza alacak. Kasten yaralayarak ölüme yol açanların cezası 8 yıldan 12 yıla kadar hapis. Bu ceza 10 yıldan 14 yıla kadar hapis olarak değişecek. Suçun nitelikli halinde de 12 yıldan 16 yıla kadar olan hapis cezası 14 yıldan 18 yıla kadar hapis şeklinde yükseltilecek.
SES VEYA GAZ FİŞEĞİ ATMAK
TCK 170: 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası gerektiren genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis şeklinde yükseltildi. Ses ve gaz fişeği atanlar da aynı suçtan cezalandırılacak. Suçun, kamu hizmetine tahsisli bina veya eklentilerinde ya da kişilerin toplu bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılarak, 6 yıldan 15 yıla çıkacak.
TCK 179: Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçları tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edenler 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Mevcut halde bu ceza 3 aydan 2 yıla kadar hapis gerektiriyor.
Dolandırıcılığa ağır hapis
TCK 148: 6 yıldan 10 yıla kadar hapis gerektiren yağma suçunun cezası 7 yıldan 12 yıla kadar hapis olacak.
TCK 149: 10 yıldan 15 yıla kadar olan nitelikli yağma suçunun cezası da 12 yıldan 16 yıla kadar hapis şeklinde belirlendi.
TCK 157: Dolandırıcılık suçunun cezasının alt sınırı 1 yıldan 2 yıla çıkarıldı.
TCK 158: Dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinden suçlananlara verilen cezanın alt sınırı da 3 yıldan 4 yıla çıkarıldı.
Silahlı çetelerin cezası artırılacak
TCK 220: Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek suçunun cezası 2 yıldan 6 yıla kadar hapis gerektiriyor.
Ceza
5 yıldan 10 yıla kadar şeklinde değişecek. Bu örgüte üye olanların cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis gerektirirken, bu ceza da 2 yıldan 5 yıla kadar şeklinde yükselecek. Örgütün silahlı olması halinde verilecek cezalar artık yarı oranında artırılacak. Taslak yasalaşırsa silahlı örgüt kuran ve yönetenler 7,5 yıldan 15 yıla, bu örgüte üye olanlar 3 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkında Kanun’un 105/A maddesine eklenecek madde ile TCK 220. maddesindeki suçlardan mahkum olanlar denetimli serbestlikle tahliye olamayacak.
KAMU DÜZENİNİ BOZANA TUTUKLAMA
CMK 100: Tutuklama nedenlerinin arasına, “aynı veya daha ağır bir suçu yeniden işleme” ve “Suçun işlendiği hal ve koşullar veya meydana gelen zararın ağırlığı dolayısıyla fiilin kamu düzenini önemli ölçüde bozması” bentleri eklenecek. Madde gerekçesinde, Kıt’a Avrupası hukuk sistemi içinde yer alan AlmanyaFransaBelçika, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkelerde yeniden suç işleme tehlikesinin bir tutuklama nedeni olarak kabul edildiği, keza işlenen suç nedeniyle kamu düzeninin bozulması durumunda da Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerin hukuk sistemlerinde şüphelinin tutuklanabilmesinin mümkün olduğu belirtiliyor.
***

AJANİMO: "Hayvana Tecavüze Yine Hapis Yok: Tüm Gerçekleriyle Yasa Tasarısı"


Hayvana Tecavüze Yine Hapis Yok: Tüm Gerçekleriyle Yasa Tasarısı

DAHA ÖNCE “KATLIAM YASASINA” GÜZELLEME YAPAN ANA AKIM MEDYA YINE TASARI IÇINDEN YARALI MADDELERI CIMBIZLAYARAK KAMUOYUNA SUNDU. PEKI YASA TASARISINDAKI MADDELER YETERLI MI? HAYVANA YÖNELIK ŞIDDET GERÇEKTEN HAPIS CEZASIYLA MI SONLANACAK?

HAYVANA ŞIDDET OLAYLARI ÜLKEMIZDE DUR DURAK BILMIYOR. CEZALARIN CAYDIRICI OLMAMASI DA BU OLAYLARIN ÖNÜNE GEÇILMESINI ENGELLIYOR. HAYVAN AKTVISTLERI UZUN YILLARDIR HAYVANA YÖNELIK SUÇLARA CAYDIRICI CEZALAR GELMESINI BU SUÇLARIN KABAHAT KANUNUNDAN CEZA KANUNUNA GEÇMESINI TALEP EDIYORLARDI. ANCAK BEKLENEN YASA BIR TÜRLÜ ÇIKMADI. HAYVANA YÖNELIK SUÇLAR HER SEFERINDE EN IYI IHTIMALLE PARA CEZASI ILE SONUÇLANDI. GEÇTIĞIMIZ GÜN BASINDA HÜKÜMETIN YENI BIR YASA TASARISI HAZIRLADIĞI VE BU TASARIYLA HAYVANA ŞIDDETE HAPIS CEZASI GELECEĞI IDDIA EDILDI. ANCAK YASAYI INCELEYEN HAYVAN AKTIVISTLERI VE HUKUKÇULAR YASANIN YETERSIZ OLDUĞU VE BASINA YANSITILDIĞI KADAR UMUT VERICI MADDELER IÇERMEDIĞI KONUSUNDA HEM FIKIR.

Yasa tasarısının ayrıntılarını İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Veteriner Teknikeri Burak Özgüner ajanimo.com’a yorumladı.

Av. Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu:

Sahipli Hayvan da TCK’dan Çıkarıldı
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; arzumuz TCK’da madde değişikliğine gidilmesi iken yine değişikliğin sadece 5199 sayılı kanunla sınırlı kalması, TCK’ya madde eklemek yerine bütün yasal düzenlemelerin hayvanları koruma kanununda yapılmış olması çok üzücü olmustur. Bu kadar önemli bir cezai düzenlemenin özel kanun yerine genel kanunda yapılmış olmasını tercih ederdik. Evet bu tasarıda sahipli – sahipsiz hayvan ayrımı kaldırılmıştır. Ancak; amacımız sahipsiz hayvanların da TCK kapsamına alınması iken, bir de üstüne sahipli hayvanların da tck dan çıkarılarak sahipli sahipsiz bütün hayvanların 5199 kapsamına alınmış olması buyuk bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Tasarı iceriginden bahsetmek gerekirse; burada çarpıcı olan cok önemli bir iki husus vardır:
1. Zaten sahipli hayvana karşı yapılan eziyete 4 aydan 3 yıla hapis cezası veriliyordu. Bu kapsama sahipsiz hayvanların da alınmış olması sevindiricidir ancak cezanın alt sınırınin 2 yıl olmaması cezanın paraya çevrilmesine ve ertelenmesine yol açacaktır. O nedenle getirilen ceza caydırıcı değildir. Alt sınırların en az 2 yıl olarak düzenlenmesi gerekirdi.
 2. Diğer belki de en önemli husus; şikayet hususudur. Sahipli hayvana karşı yapılan eziyette hayvan sahibinin sikayeti aranmakta, Sahipsiz hayvana karşı yapılan eziyette ise Orman ve Su İşleri Bakanlığının şikayeti aranmaktadır. Böylelikle, kişi kendi hayvanına zarar verebilecek ve ceza sistemi o kişi hakkında çalışmayacaktır. Bunun yanı sıra, vatandaşların derneklerin biz istanbul barosu hayvan hakları merkezinin şikayet hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Bu hak sadece bakanlığa tanınmaktadır. Böylelikle bizlerin yaptığı onlarca BİMER ve CİMER şikayetlerinin önü kesilmiş olacaktır. Kaldı ki bugüne kadar kadro anlamında oldukça yetersiz kalan Orman ve Su İşleri Bakanlığının, özellikle İstanbul’da 39 ilçeye bakmakla görevli sadece 2 veteriner Hekimi varken ve ihlallere fiilen yetişemiyorken, bu tasarı ile böyle bir yükün altından nasıl kalkabileceği büyük bir soru işaretidir.
3. Çok önemli başka bir husus, Belediyeler maalesef hayvan haklarını en çok ihlal eden müesseselerin basında gelmektedir. Tasarıda belediyelerin ihlallerine karşı özel ve ayrı bir yaptırım getirilmediği gibi, Belediyelerin de, hükümetin partisinden olması halinde nasıl bir prosedür işleyeceği muammaya dönüşmüştür.
4. Diğer eleştireceğim önemli husus da, ülkemize hayvan hak ihlallerinin basında hayvana tecavüz gelmektedir. Oysa hayvana tecavuz eylemi, yeni tasarıda cezai müeyyide olarak hapis cezası ile cezalandırılmamış, sadece 300-tl olan idari para cezası 2.000-tl olarak yükseltilmiştir. Sapıklık sapkınlık olarak ortaya çıkan hayvan tecavüzüne getirilen bu para cezası, paralellik arz eden çocuk tecavüzlerinin de önüne geçilmesine hizmet etmeyecektir.
5. Son olarak; hayvan dövüştürülmesine de 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezası getirilmiş olması sevindiricidir, ancak hayvanların birbirlerine zarar vermiş olması şartı aranmaktadır. Hayvan dövüşü de hayvan hakkı ihlali oluşturmaktadır ve zarar görmeleri şartının aranmamış olması, hayvan hakkı açısından daha doğru bir düzenleme olurdu. Kaldı ki, hayvan dövüşü – tehlikeli ırk saçmalığı çok önemli sorunlardır ve tasarıda çözülmüş olması gerekirken üstünden öylesine geçilmiştir. Kısaca bu tasarı bizleri mutlu ve tatmin etmemiştir. Adeta son zamanlarda oldukça yükselen sesin ve tepkinin havasının alınması için yapılmıştır. Düzenleme mutlaka tck kanununa madde montesi ile eklenmelidir ve sahipli veya sahipsiz hayvanlara işkence yapan, zehirleyen, döven, dövüştüren, sağlığının veya alıgılama yeteneğinin bozulmasına sebep olan, yaralayan, aç veya susuz bırakan, gücünü açıkça aştığı görülen fiillere zorlayan, yetkisi dışında cerrahi müdahalelerde bulunan veya cinsel duyguları tatmine yönelik her türlü hareketlerde bulunan, cinsel ilişkide bulunan, her ne suretle olursa olsun fiziksel veya psikolojik acı çektiren, zarar veren kişinin, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır şeklinde olmalıdır.
Bu suçu işleyenlerin ise a) Gebe hayvana karşı, b) Kişinin kendi sahibi olduğu hayvana karşı, c) Silahla, d) Birden fazla kişi tarafından birlikte, e) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, f) Kimyasal, uyuşturucu veya uyarıcı madde kkullanmak sureti ile, g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi veya hhizmet ilişkisi sırasında veya nedeniyle, İşlenmesi halinde, yarı oranında arttırılması şeklinde düzenlenmelidir. Yoksa, bu hali ile, bu tasarı, asla ihtiyaçları karşılayacak, hayvanları ve haklarını sonuna kadar koruyacak ve topluma huzur ve adalet getirecek bir yasal düzenleme mahiyetinde olamayacaktır.

Burak Özgüner:

Hayvana Tecavüze 3000 TL İdari Para Cezası Keserek Tecavüzcüler Engellenemez
Tasarı, basında “hayvana işkenceye hapis cezası geliyor” şeklinde yer buldu. Geçmişteki lobicilik deneyimlerimden ve yaptığım görüşmelerden, hapis cezası konusunda, etkin bir düzenleme, caydırıcılık tabii ki beklemiyordum ancak tasarıyı okuduğumda oldukça öfkelendiğimi çok net söyleyebilirim. Tasarı, bu haliyle hayvanları ve onların haklarını korumaktan oldukça uzak. Hayvana tecavüze 3000 TL idari para cezası keserek tecavüzcüler engellenemez. Bu tasarıyı hazırlayanlar kimler ise vicdanlarını ne zaman kaybettiklerini gerçekten merak ediyorum. Sokaktaki hayvanı öldüren şahsa, belediyeye 4000 TL idari para cezası keserek Türkiye genelinde her gün yaşanan, tekrarlanan katliamlar engellenemez. Tasarı, neyin suç olup olmadığı konusunda korkunç, endişe verici bir keyfiyet sağlayacak.
Sivil Toplum Kuruluşlarının Suç Duyurusunda Bulunması Engellenecek
Tasarıda “suç” olarak tanımlanan fiiller, hayvana işkence, “haklı bir neden olmaksızın” öldürme, birbirine zarar verecek şekilde dövüştürme ve nesli yok olma tehlikesi bulunan hayvanı öldürmekten ibaret. Bu suçların savcılıklarca soruşturulabilmesi için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yazılı başvuru şartı aranacak. Bu şart, vatandaşların, biz sivil toplum kuruluşlarının, aktivistlerin, bu suçlar için soruşturma talebi ile savcılığa başvurmamızın önünde büyük bir engel. Bulunduğumuz suç duyurusu ya da ihbar, savcılık tarafından “Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yazılı başvurusu” olmadığı gerekçesi ile direkt yok sayılabilir. Tasarı ile yapılmak istenen bu düzenleme, bakanlığın sadece soruşturulmasını istediği, soruşturulmasında sakınca görmediği hak ihlallerini gerçekleştiren faillerin yargılanmasının önünü açacaktır. Hayvanları her gün kasıt ve ihmal ile öldüren, zehirleyen, ölüm kamplarında açlığa, susuzluğa, hastalığa mahkum eden belediyeler ve onların yetkilileri tabii ki bakanlığın yazılı başvurusunun bir öznesi olmayacaktır, bu şekilde hayvanlara karşı suç işleyen kamu görevlilerine ikinci bir devlet koruması sağlanmış olacaktır. Zaten belediyelerde kamu görevlilerinin soruşturulması bile izne tabii iken bu düzenleme ile hayvanlara karşı suç işleyen kamu görevlilerine yönelik cezasızlık daha da artacaktır. Ben, belediyecilere, kamu görevlilerine ceza öngörmeyen bir tasarıyı asla kabul etmiyorum. Hukuk, imtiyazlı bir şekilde uygulanamaz.
Bu Tasarı Vitrin Çalışmasıdır
Tasarının hukuk nosyonu ve hukukçu gözü ile yazılmadığı, hukukçu eli ile hazırlanmadığı çok belli çünkü ben hayatımda böyle bir kanun çalışması ne okudum ne gördüm. Tasarıda, hayvanlara yönelik birçok haksız fiil için yine idari para cezası, çok nadir durumlarda da adli para cezası öngörülmüş. Bu hali ile tasarının amacı, devletin kasasını idari ve adli para cezaları ile doldurmak. Tasarıyı kamuoyuna “hapis cezası geliyor” şeklinde duyurmak, hayvan haklarını önemsemeyi, gözetmeyi filan geçtim artık, biz aktivistlerin, kuruluşların ve toplumun aklı ve vicdanı ile dalga geçmektir!
Bu tasarı, tam bir vitrin çalışmasıdır. Bu vitrin çalışması da toplumsal infiali önlemeye yöneliktir. Bu tasarıda kötü niyet yoksa barolarla, STK’ler ile müzakere ortamı sağlanarak hayvanların haklarını gerçekten koruyacak, suçları engelleyecek bir adım atılır. Bu adım atılmaz ve tasarı bu haliyle yasalaşırsa bunu “şeytani” bir girişim olarak tanımlamaktan da imtina etmem. Bu aşamada, basına büyük görev düşüyor. Bilgi kirliliğine yol açmadan, bu tasarının hayvanları ve onların haklarını koruyamayacağını, yeniden ele alınması gerektiğini sürekli vurgulamaları gerekiyor. Yoksa şimdi olduğu gibi, toplum, hayvanlara yönelik işkenceyi, şiddeti önleyebilecek bir tasarı hazırlandığını düşünebilir. Bu da uzun yıllar boyunca hayvanların sistematik bir şekilde öldürülmesinin, onlara işkence edilmesinin devamlılığına hizmet eder.
Tasarı STK’larla Hazırlanmalı
Tasarı bu hali ile sadece, toplumsal infial yaratan suçların caydırıcılıktan uzak bir şekilde cezalandırılması amacını güdüyor. Sadece bakanlık başvurusu ile başlatılabilecek soruşturmalar davaya döner ise mahkemeler, çoğu davada ya adli para cezası ya da ertelemeli hapis cezasına hükmedecektir. Adli para cezalarının taksitlendirilerek ödetildiği, idari para cezalarının ise ödenmediğinde ceza uygulanan kişiye hiçbir olumsuz etkisinin olmaması düşünüldüğünde yine vurgulamak istiyorum: Ortada, devlet kasasını, cezalar ile doldurma niyeti vardır. Ama buna yargılama, vekalet, tebligat vs. gibi giderler eklendiğinde bu niyet de boşa çıkacaktır. Hayvanları düşünmeyip kasa doldurma niyetinde olanlar, devletin, kamunun zarara uğratılmasına neden olacaktır. Bu yanlıştan dönülmeli, tasarı hayvan hakları STK’leri ile müzakere edilerek, hayvanların lehine, onların haklarını gözetecek şekilde düzenlenmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder